Dizi Film Reçeteleri

dead rıngers

ADI : Dead Ringers
OYUNCULAR : Rachel Weisz, Britne Oldford, Poppy Liu, Michael Chernus
YAPIM YILI : 2023
TÜR : Dram, Korku, Gerilim
KİMLER İÇİN : 1988 yapımı Cronenberg'in Dead Ringers filminin benzer tuhaflıktaki, bol Rachel Weisz'li modern bir revizesini ve de etik değerlerimizin tarumar edildiği birden çok jinekolojik vaka izlemek isteyenlere tavsiye edilir.
PUANIM : 7/10

Rachel Weisz’i Uzun Yıllar Sonra Ekranlara Döndüren Dizi: Dead Ringers

Birbirlerine saplantılı bir şekilde bağlı, ürkütücü derecede yakın olan ikiz kız kardeşlerin psikolojik ve de fizyolojik sınırlarımızı ihlal ettiği Dead Ringers dizisi, 21 Nisan itibarıyla Amazon Prime kütüphanesindeki yerini aldı. 1988 yapımı aynı isimli Cronenberg filminden yeniden uyarlanan bu dizide doğum, bebekler, kadın bedeni üzerinde belki de gereğinden fazla uzmanlaşmış iki jinekolog kız kardeşin giderek rahatsız edici bir hal alan kariyer yolculuklarına ve de özel hayatlarına tanık oluyoruz. Beverly ve Elliot Mantle kardeşlere hayat veren Rachel Weisz ise bu tecrübesini “kariyerimdeki en zorlu ve en eğlenceli deneyim” olarak tanımlarken TV’ye çarpıcı, biraz da sarsıcı bir dönüş yapıyor.

Dead Ringers beyazperdeye ilk olarak, öncüsü olduğu body horror türünde verdiği nice yapımlarla ezberleri bozan David Cronenberg tarafından Bari Wood’un Twins isimli kitabından uyarlanmıştı. 1988 yapımı bu filmde insanların dış değil “iç” güzelliğine bakan ve Jeremy Irons’un hayat verdiği Mantle kardeşlerin aralarının Claire isimli bir kadın sebebiyle giderek açılmasını izlemiştik. Cronenberg’in filminde erkek olan ikizler, Amazon’un dizisinde kadın olarak uyarlanıyorlar bu defa. Normal People ve de Succession’ın da yazar ekibinde yer alan Alice Birch, köken aldığı filmin tuhaf yanlarından çok da uzaklaşmadan Dead Ringers’in modern bir revizesini taşıyor ekrana. 6 bölümden oluşan dizide, dışardan bakınca birmiş gibi duran ama biraz tanıdığımızda birbirinden taban tabana zıt olan özellikleriyle ayrışan Beverly ve Elliot Mantle’ın hikayesini izliyoruz. Aynı hastanede jinekolog olarak çalışan Mantle kardeşler, hastalarını kendi yöntemleriyle tedavi etmek ya da etikliği sorgulanan birtakım deneysel çalışmalarını yapmak isteseler de karşılarında hastane yönetimini ve de yasaları buluyorlar. Hayalleri kendi doğum kliniklerini açmak olan kardeşlerin hayatı, Beverly’nin hastası olarak ilgilendiği bir dizi yıldızına aşık olmasıyla beraber değişmeye başlıyor. Daha içe dönük ve de çekinken kardeş olan Beverly, Genevieve ile olan ilişkisini başlatırken ona göre çok daha girişken ve de dışa dönük olan kardeşi Elliot’dan yardım alıyor ve de böylelikle bizi beklenmedik bir sona götüren bir dizi olayın fitilini yakıyor.

Rachel Weisz’in harikalar yarattığı dizi versiyonuna geçmeden önce hikayenin esinlendiği gerçek ikiz kardeşlerden de bahsedeyim kısaca. 1975’de yayınlanan New York Times haberine göre hikaye şöyle; Stewart ve Cyril Marcus isimli tek yumurta ikizleri 1960’lı yıllarda işlerinde parlayan doktorlardı. İşte de evde de, 7/24 beraber olan kardeşlerin tıpkı Mantle kardeşler gibi sağlıksız ve de bağımlı bir ilişkileri vardı. 70’li yıllarda nöbetler, uyku sorunları ya da kaygı bozukluklarında yaygın bir şekilde kullanılan barbitürat ve de uyarıcı bir madde olan amfetamin bağımlılığı yaşayan kardeşlerin hayatı giderek bozulmaya, saygınlıkları azalmaya başladı. Ve 1975 yılına geldiğimizde ise kaçınılmaz son yaşandı; kardeşlerin ikisi de evlerinde boş ilaç kutuları eşliğinde ölü bulundu. Buna rağmen toksikoloji raporlarında yüksek dozda ya da yasadışı herhangi bir maddeye rastlanılmadığı için doktorlar ölüm nedenlerinden emin olamadı. İşin garip kısmı ise kardeşlerden birinin diğerinden birkaç gün önce öldüğü ve diğerinin de peşinden aynı şekilde ölmüş olduğunun tespit edilmesiydi. Tabi tam olarak çözülemeyen bu ölümlerin gizemi ve kardeşlerin parlak doktorluk kariyerleri daha sonra birçok habere, kitaba, filme “ilham” oldu

Cronenberg uyarlamasından Jeremy Irons ve Geneviève Bujold

Döneyim diziye… Alice Birch’in yaratıcılığını üstlendiği Dead Ringers, daha ilk anlarından itibaren saykoluk sınırlarını zorlayacak karakterlerle dolu olduğunun, bolca kan ve gözyaşı içereceğinin sinyallerini veriyor. İlk bölümde bizi karşılayan gerçek doğum sahneleri, akacak kanın damarda durmadığı birtakım operasyonlar ve de amniyon sıvısıyla kaplı bebekler bizi sonraki bölümlere hazırlıyor bir nevi. Weisz, gerçek doğum sahnelerinin dizide yer alması konusunda Birch’le aynı fikirde olduğunu söylüyor bir röportajında: “Alice ve ben ilk bölümde doğumu göstermekle gerçekten ilgileniyorduk çünkü sık görmediğimiz sahneler olduğunu biliyorduk. Şiddete ve insanların öldürülmesine, ölüme, kana inanılmaz derecede alışkınız… Bu noktada bunlara karşı neredeyse bağışıklık kazandık. Ve bence doğum da çok güzel bir an; bir bebeğin doğuşu bir tür mucize. Bu konuda çekingen olmak istemedik.” Ayrıca Elliot ve Beverly’nin karşılıklı oynadığı sahnelerde önce Elliot’ı canlandırdığını söyleyen Weisz, bunun sebebini Elliot’un daha iddialı ve de atak olmasına bağlıyor. “Önce Elliot’ı çekime alırdık sonra saçımı, makyajımı, kostümümü değiştirir ve geri gelip Beverly’nin tarafını çekerdim” diyor. Bu geçişlerde karşısında yer alan aktrise yani Kitty Hawthorn’a da “fantastik bir aktris” olarak tanımlayarak hayranlığını belirtmeyi ihmal etmiyor.

Aman dikkat, spoiler çıkabilir!

Tanıştıktan çok kısa bir süre sonra, birbirlerine olan bağımlılıkları karşısında dehşete düştüğümüz Mantle kardeşler, banyolarından tutun romantik ilişkilerine kadar aklınıza gelebilecek her konuda sınırsız bir paylaşım alanına sahipler. Dolayısıyla da aynı kliniği paylaşmamaları gibi bir ihtimal söz konusu olamaz… En az kendileri kadar tekinsiz bir yatırımcı olan Rebecca Parker ile ortak olarak açtıkları özel klinikleri ile beraber bir de Parker ailesinin komün yaşamlarına dahil olan (hayatlarında yeterince sorun yokmuş gibi) Mantle’lar için sert bir değişim ve dönüşüm başlar. Bir yandan Beverly ve Genevieve’nin filizlenen aşkları, bir yandan da Elliot’un Beverly’nin onaylamadığı deneyleri kardeşlerin arasındaki mesafeyi giderek açar. Aralarından su sızmayan kardeşler artık birbirlerinden gizli çalışmaya, gezmeye, ilişki yaşamaya başlar. Elliot, kardeşini bir dizi yıldızına yar etmemek konusunda elinden geleni yapsa da Beverly ve Genevieve’nin derin duyguların yanı sıra bir bebek paylaşmaları Elliot’ın planlarını suya düşürür. Uzun süredir bir çocuk sahibi olmak isteyen bu iki genç kadın, ortak hayallerine el ele yürürken Elliot hiç olmadığı kadar yalnız hissetmeye başlar. Ve Mantle kardeşlerin, bu ana kadar birbirlerinin açığını kapatmak için kullandıkları farklı kişilik özellikleri/etkileri artık savunmasız kalır. Böylece Elliot’ın da Beverly’nin de tüm zaafları ve de zayıflıkları su üstüne çıkar.

Beverly’nin “hamile kadınlar hasta değildir” politikasıyla sarıldığı kliniği Elliot yasadışı bir şekilde kardeşinin embriyolarını büyütmek için kullanır. Beverly, Parker ailesinin gerilim dolu akşam yemeğinde Elliot’ın desteği olmadan açıkça bir yeme dönüşür. Elliot ise bağımlılıklarının ve de takıntılarının sonucunda işlediği cinayetle, mağdur ettiği hastalarla eli kanlı bir şekilde ortada kalır. İkizlerin hali hazırda büyüyen ayrılıkları, sallantılı ahlaki zeminlerde ve de illegal yatkınlıklarıyla dehşet veren Parker ailesinin desteğiyle beraber giderek dramatikleşir. Genevieve, Beverly’nin bu sağlıksız bağları koparmasında en büyük destekçisi olsa da onun da kişisel hırslarından ötürü mü yoksa gerçekten aşkı için mi bu kadar çabaladığından emin olamayız. Bu nedenle Dead Ringers, gerçeklikten uzak karakteriyle çoğu zaman tıbbın ve de aklımızın ayarlarıyla oynuyor diyebilirim. Kadın bedenini hem body horror için bir araç olarak kullanabilirken hem de onu doğal bir şekilde savunur, arka çıkar. Bu nedenle aslında senaryonun tembel kaldığı anlarda kadın bedenine sarılmasının sebebi de bu diyebiliriz. Sonuçta Weisz’in her anlamda kendini yeniden kanıtladığı ve de sonucunda nefis bir performansla döktürdüğü Dead Ringers, karanlık anlatısında zaman zaman dolduramadığı anlamsız boşluklarıyla kan kaybetse de kendi adına radikal bir yolculuğa çıkıyor ve izleyiciyi de peşinden sürüklemeyi başarabiliyor. Rahatsız edici, büyüleyici, sinir bozucu, merak uyandırıcı, komik ve de dehşet veren bir dizi kesinlikle. Anlayacağınız izleyen bir izlemeyen bin pişman…

Fragman