Dizi Film Reçeteleri

arcane

ADI : Arcane
OYUNCULAR : Haile Steinfeld, Kevin Alejandro, Jason Spisak, Harry Lloyd, JB Blanc, Ella Purnel, Katie Leung
YAPIM YILI : 2021-
TÜR : Animasyon, Aksiyon, Macera
KİMLER İÇİN : League of Legends evreninden kopup gelmiş, uzun yıllardır ilmek ilmek işlenmiş, yazılmış, çizilmiş, bol aksiyon dolu bir animasyon harikası izlemek isteyenlere tavsiye edilir.
PUANIM : 8.5/10

League of Legends Evreninden Kopup Gelmiş Bir Animasyon Harikası: Arcane

Yaklaşık 10 küsür yıldır dijital hayatımızın orta yerinde yer alan bir video oyunu League of Legends nam-ı diğer LoL. Eğer herhangi bir teknolojik alete erişiminiz varsa bu oyunu duymama ihtimaliniz epey düşük (hatta birçoğumuz çoktan bağımlısı olduk bile). Ama oyunu biliyor ya da bilmiyor olmanız burada önemli değil; Netflix ve Riot Games ortaklığından doğan, LoL’dan ilham alınarak yaratılmış Arcane dizisinden bahsetmek için geçtim klavyenin karşısına. Çizimleri, renkleri, kurgusu, seslendirmeleriyle her yaştan izleyiciyi kendi fantastik dünyasına çekebilen şahane bir dizi var karşımızda çünkü. Yayınlandığı ilk günden itibaren Netflix’in en çok izlenen dizilerinden biri olan Arcane, son bölümleri yayınlanır yayınlanmaz ikinci sezon onayını da aldı. Dolayısıyla da tadı damağımızda kalan, bol aksiyonlu, ütopik bir dünyada geçen bu animasyon harikası hakkında yazmamak olmazdı…

Açıkçası, uzun zamandır seyirciyi böylesine kenetlenmiş bir şekilde görmüyorduk. LoL hakkında fikirleri olsun ya da olmasın yayınlandığı günden beri neredeyse tüm izleyenlerin takdirini topladı Arcane. Seyirci skoru an itibariyle birçok yerde yüzde 100’e oldukça yakın görünüyor. Onun için eğer “LoL’a uzağım, diziden bir şey anlamam” gibi bir önyargınız varsa bu seferlik onu rafa kaldırın. Çünkü ortada neredeyse altı yıl boyunca ilmek ilmek işlenmiş, yazılmış, çizilmiş görülmeye değer bir hikaye var. Üstelik burada kullanılan animasyon tekniği de basit CGI’lardan ibaret değil; olabildiğince gerçek, seyir zevkini üçe, beşe katlayan türden. Zaten Riot Games’in geliştirici ekibinden olan Greg Street de bizi ne göreceğimiz konusunda önceden bilgilendirmişti; “Arcane 14 yaş ve üzeri izleyici kitlesine hitap edecek. Ekrana taşımak istediğimiz birçok ciddi, karanlık tema var. Bu nedenle izleyicilerin ne ile karşılaşacaklarını bilmeleri önemli. Ayrıca Riot Games’in cinsiyetçilik konusunda aldığı eleştirileri de duyuyorum ve önemsiyorum. Arcane ile bu yaklaşımın değişmesi için büyük adımlar attık ve şirket politikasına da bu düşünceyi yerleştirdik. Cinsiyetçi ya da tacizcilerin Riot Games’de yeri yoktur, ekibimde bu korkunç davranışlara izin vermem.” E yani… Arcane tam da bu nedenle gerek anti-seksist yaklaşım konusunda gerekse Riot Games’in geleceği konusunda oldukça önemli bir yerde duruyor. Ve yorumlara bakılırsa Street ve ekibinin hamleleri tam da istedikleri gibi karşılık buluyor.

Arcane, bir savaşın ortasında kaybolmuş iki kız kardeşin yürek parçalayan sahnesiyle açılışını yapıyor. Vi ve Powder ismindeki bu iki kız kardeş adının Vander olduğunu öğrendiğimiz, ilerleyen bölümlerde samimi bağlar kuracağımız bir savaşçı tarafından bu ortamdan kurtarılıyor. Ardından bir zaman sıçraması yaşıyoruz ve biraz geleceğe gidiyoruz. Powder ve Vi büyümüş, hatta kendilerine küçük bir ekip kurmuşlar ve çeşitli haylazlıklar peşindeler. Onlar, Zaun’da yani alt şehirde yoksulluk içinde yaşayan insanlardan. Bu nedenle Vi ve ekibi Piltover’a yani üst şehirde bolluk ve zenginlik içinde yaşayan Jayce ismindeki bir bilim insanın evine girip vurgun yapmayı planlıyor. Elbette bu vurgun girişimlerinin hem Zaun’da hem de Piltover’da köklü değişikliklerin yaşanmasına ve iki şehri yeniden birbirine düşüreceğinden habersiz bir şekilde. İlk üç bölüm bu soygunun sonuçlarını izliyor ve bu fantastik dünyayı, karakterleri tanıyoruz. Vi’nin korkusuzluğuna, Powder’ın masumiyetine ve Vander’ın koca yürekliliğine hayran kalıyoruz. Üçüncü bölümün sonunu ise çeşitli şaşkınlık nidaları eşliğinde izliyoruz; iki şehrin de kaderini etkileyecek birtakım kayıplar, müdahaleler ve ayrılıklar yaşanıyor. Dördüncü bölümden sonra da biraz daha geleceğe gidiyor, başta Powder olmak üzere birçok karakterin gelişimine ve çok daha çarpıcı hikayelere tanık oluyoruz.

Bundan sonrası  biraz spoiler…

Böyle bir atmosferde büyüyen karakterlerimiz arasında en çok Vi ve Powder’ın öne çıktığını görüyoruz. (Zaten bu karakterler LoL’ün de ana karakterlerinden.) Vi bu korkunç şehirde ne pahasına olursa olsun küçük kardeşini korumaya çalışan, kendinden ve kim olduğundan son derece emin, müthiş bir dövüş kabiliyetine sahip güçlü bir genç kadın. O bakımdan Vi’nin olduğu her sahnenin insana iyi gelen bir tarafı var. Ayrıca Powder ile olan ilişkisi dizinin kaderini etkiliyor diyebiliriz. Bir anlık öfkeyle yalnızca birkaç dakikalığına yalnız bıraktığı kardeşiyle ancak yıllar sonra kavuşabiliyor. Ama bu kavuşma bile eksik, yarım kalıyor. Vi’nin Piltover şehrinden yolunun kesiştiği Caitlyn’le aralarında yaşanan ve “biz ayrı dünyaların insanlarıyız” klişesine yenik düşen bir kuir romantizm girişiminin yalnızca imalarla sınırlı kalması ise belki de Riot Games’in sınıfta kaldığı tek konu (LGBTİ+ temsili) olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle bu ikilinin ilişkisinin ikinci sezonda nereye varacağını, Riot Games’in LGBTİ+ temsilini ne kadar sahipleneceğini merakla bekliyorum.

Ve bir başka ana kahramanımız olan Powder’a gelirsek… Ah Powder! Kendisi başlı başına koca bir hikaye aslında. Zaun’ın acımasız koşulları, istemeyerek de olsa neredeyse tüm sevdiklerinin ölümüne sebep olması gibi travmatik birçok olay bu mavi saçlı, sevimli kız çocuğunun nevrotik ve de acımasız bir dahi olan Jinx’e dönüşmesine neden oluyor. Belli bir noktadan sonra Powder sahneyi bir nevi “Alter Egosu”na, Jinx’e bırakıyor ve Jinx Arcane’in kilit isimlerinden biri oluveriyor. Powder’ın anbean işlenen travmaları, onu Jinx olmaya iten tüm hataları, pişmanlıkları gözlerimizin önünde yaşanınca biz de bu değişimi anlıyoruz bir yerde. Sadece Powder’ı da değil; Vi’yi, Jayce’i, Victor’u, Vander’ı ve hatta yer altı mafyası Silco’yı bile anlayabiliyor, sevebiliyor ve onlarla empati kurabiliyoruz.

Bahsettiğimiz tüm bu karakter zenginliği, derinliği Arcane’in en güçlü yanı olarak karşımıza çıkıyor ve sürükleyici bir kurgu etrafında şekilleniyor en nihayetinde. Ve ortaya da tekrar tekrar izlenecek, görsel efektleriyle tabiri caizse ‘şov yapan’, birçok yerinden bağ kurabileceğimiz bir dizi çıkıyor. Riot Games’in Netflix’le yaptığı bu ortaklık aslında bir dolu sıkıcı uyarlama arasında kaldığımız şu döneme farklı bir soluk da getiriyor. Evet, Arcane’i de belki bir uyarlama olarak görebilirsiniz. Ama Arcane, diğer uyarlamaların aksine köken aldığı kaynağında yani LoL evreninde anlatılmayan birçok hikayeyi anlatıyor ve açıklıyor. Yani aslında burada tamamen yeni, duyulmamış bir hikaye saklı ve League of Legends evreni Arcane ile anlam kazanıyor. Arcane’ın açtığı bu yola bakarak gelecek dönemde oyun uyarlamalarını da dijital platformalarda daha sık göreceğimizi tahmin etmek zor değil. Arcane’i kendilerine örnek almaları dileğiyle, hepsine kapımız açık tabi… Ama şimdilik Jinx ve Vi’nin hikayesinin tamamlanması dört gözle beklediğimi söyleyip tarafımı belli edeyim ve hepinizi Arcane dünyasına davet ederek yazıyı bitireyim.

Fragman